Magnum - Kontakt Baskılar

Magnum - Kontakt Baskılar

İstanbul Modern Fotoğraf Galerisi, Magnum Photos’tan unutulmaz fotoğraflar sunuyor

İstanbul Modern Fotoğraf Galerisi’nin 26 Şubat- 2 Ağustos 2015 tarihleri arasında gerçekleşen yeni sergisi “Magnum - Kontakt Baskılar”, dünyanın en prestijli fotoğraf ajanslarından Magnum Photos’un geçtiğimiz yüzyıldan bu yana görsel kültürde iz bırakan fotoğraflarının yaratım süreçlerini kontakt baskılar üzerinden keşfe çıkıyor. Henri Cartier-Bresson, Robert Capa, Elliott Erwitt, Eve Arnold, Josef Koudelka, René Burri gibi fotoğraf sanatının efsane isimlerini de barındıran ve dünya çapında tanınmış fotoğrafçıların seçme yapıtlarını bir araya getiren serginin eş küratörlüğünü Lorenza Bravetta ve Gabriele Accornero yapıyor.

Sponsorluğunu 150. yıl kutlamaları kapsamında BASF Türk’ün üstlendiği “Magnum - Kontakt Baskılar” sergisinde 58 sanatçının 133 çalışması yer alıyor. Magnum Photos, Forte di Bard ve Thames & Hudson işbirliğiyle gerçekleştirilen sergi, yetmiş yılı aşkın bir dönemin görsel tarihine ait çalışmalarla fotoğrafta analog döneme odaklanıyor.

Fotoğrafların yaratım süreçlerini kontakt baskılarla görme olanağı sağlayan sergide, Magnum üyeleri tarihe geçmiş fotoğraflarının arka planını samimiyetle izleyicilerle paylaşıyor. Sergide sanatçıların fotoğraflarının hikayelerini anlattığı metinler, Thames & Hudson’ın yayımladığı “Magnum Contact Sheets” başlıklı kitaptan derlendi.

Henri Cartier Bresson, kontakt baskıların biraz psikanalistlerin vaka tarihçelerine benzediğini aynı zamanda hareketi kaydeden bir tür sismograf gibi olduklarını belirtir: “Her şey kaydedilir: bizi şaşırtan her şey, akış içinde yakaladıklarımız, kaçırdıklarımız, gözden yitenler ya da bir olayın memnuniyet verici bir kareye dönüşünceye kadarki gelişimi...” David Hurn ise, “En net fotoğrafların genellikle olayın sonrasında, kontakt baskıda belli olduğunu” vurgular.

Dijital teknolojilerin gelişmesi ve fotoğraf üretimini derinden etkilemesiyle birlikte giderek geçmişte kalan, fotoğrafçının eskiz defterine benzetilen bir çalışma tekniğini anma niteliğini taşıyan sergi, Martin Parr’ın tabiriyle bir “kitabe” işlevi görüyor. Sergide, kontakt baskı ve fotoğraflara; yakın plan ayrıntılar, makaleler, kitaplar ve dergilerden parçalar eşlik ediyor.

Sergide 60 kontakt baskı ve 1 video olmak üzere fotoğraflarla beraber toplam 133 çalışma bulunuyor. Sergide yer alan sanatçılar şunlar: Henri Cartier-Bresson, Chim (David Seymour), Herbert List, George Rodger, Robert Capa, Philippe Halsman (1930-49), Werner Bischof, Marc Riboud, Erich Lessing, Inge Morath, Elliott Erwitt, Burt Glinn (1950-59), Eve Arnold, Cornell Capa, Bruce Davidson, Constantine Manos, René Burri, Leonard Freed, David Hurn, Philip Jones Griffiths, Bruno Barbey, Paul Fusco, Josef Koudelka, Dennis Stock, Guy Le Querrec (1960-69), Susan Meiselas, Micha Bar-Am, Hiroji Kubota, Alex Webb, Abbas (1970-79), Peter Marlow, Steve McCurry, Ian Berry, Martin Parr, John Vink, Jean Gaumy, Ferdinando Scianna, Stuart Franklin, Gueorgui Pinkhassov (1980-89), Patrick Zachmann, Nikos Economopoulos, Larry Towell, Eli Reed, Martine Franck, Chris Steele-Perkins,Chien-Chi Chang, Bruce Gilden, Alessandra Sanguinetti (1990-99), Jacob Aue Sobol, Jonas Bendiksen, Trent Parke, Paolo Pellegrin, Thomas Hoepker, Cristina Garcia Rodero, Alec Soth, Mikhael Subotzky, Jim Goldberg (2000-10), Alex Majoli (2013).

Kontakt baskı, bir veya birden fazla görüntünün negatifle aynı boyutlarda tek bir fotoğraf kağıdına pozlanmasıyla elde edilir. Çoğu zaman ressamların eskiz defterlerine benzetilen kontakt baskılar; fotoğrafçının, film rulosundaki kareleri ilk gördüğü andır. Fotoğrafların hiç müdahalede bulunulmamış, ham görüntülerini barındırarak sanatçıya bir öz eleştiri ve seçim yapma imkanı sunar; bu anlamda, kontakt baskılara bakmak fotoğrafçının saklı tuttuğu özel çalışma alanına girmeye benzer. Diğer yandan fotoğrafçının bizim için seçtiği o eşsiz sahnenin öncesi ve sonrasını göstererek, o anın gerçekleşmesine tanıklık etmemizi sağlar. İzleyiciye çekim sırasında fotoğrafçıyla birlikte hareket ediyormuş ve onun gözlerinden görüyormuş izlenimi verir. Sanatçının çalışma sürecine, konuya yaklaşımına ve seçilen karenin gerçeği ne kadar yansıttığına dair ipuçları içerir.

Sergide seksen yıllık bir dönemin görsel tarihine ait yapıtlar bir araya geliyor: Robert Capa’nın 1944 yılında Normandiya Çıkarması’nda Amerikan birliklerinin Omaha kumsalına çıkışı, Eric Lessing’in 1956’da Budapeşte’de çektiği isyancı askerler, Elliot Erwitt’in 1959’da Moskova’da görüntülediği ABD Başkan Yardımcısı Richard Nixon’ın Sovyet Başbakanı Nikita Kruşçev’e diklenme anı, Burt Glinn’in 1959’da Havana’da görüntülediği Fidel Castro’yu bekleyen kalabalık, Philip Jones Griffiths’in 1967’de Vietnam’da çektiği, dönemin politikasını etkileyen “sivil kurban”, Bruno Barbey’in Mayıs 1968 Paris Ayaklanmaları, Josef Koudelka’nın 1968’de Prag Baharı’nda Çekoslovakya işgali, Stuart Franklin’in 1989’da 5 Temmuz sabahı Pekin’deki Tiananmen Meydanı’nda tanklara karşı tek başına durup yerini terk etmeyen yalnız protestocu, Nicos Economopoulos’un 1991’de Tiran’da Merkez tren istasyonunda çektiği, 20. yüzyılın sonunda Balkanlar’daki göç olgusunu ifade eden fotoğrafı, Thomas Hoepker’in 11 Eylül 2001 sabahı New York’ta East River’da çektiği bir grup genç...

Aynı zamanda sergide Philippe Halsman’ın 1948’de Leda Atomica adlı tablosundan esinlenerek çektiği yakın arkadaşı Salvador Dali, Rene Burri’nin 1963’te bir röportajda çektiği Küba’nın ikinci adamı olan Ernesto “Che” Guevara, Leonard Freed’in 1964’te Nobel Barış Ödülü’nü aldıktan sonra Baltimore’da çektiği “kollarla kuşatılmış ve korumaya alınmış” Martin Luther King, Eve Arnold’un 1961’de Chicago’da “şahane işbirliği içinde” çektiği Malcolm X, Peter Marlow’un Britanya’nın ilk kadın başbakanı “Demir Leydi” Margaret Thatcher, David Hurn’ün Londra’da Abbey Road Stüdyoları’nda çektiği “ünlü dörtlü” Beatles gibi birçok siyasi figür, oyuncu, sanatçı ve müzisyenin akıllarda yer etmiş portreleri yer alıyor.

Basın toplantısı

Serginin basın toplantısına İstanbul Modern Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı, BASF Türkiye, Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesi Başkanı ve BASF Türk CEO’su Volker Hammes, Magnum Photos danışmanı Lorenza Bravetta ve İstanbul Modern Fotoğraf Bölümü Yöneticisi Sena Çakırkaya katıldılar.

İstanbul Modern Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı, “Magnum – Kontakt Baskılar” sergisinin 1930’lardan başlayan ve günümüze uzanan geniş zaman dilimi içinde, Magnum çatısı altındaki fotoğrafçıların dünyanın dört bir yanından toplumsal, siyasal, kültürel tarihi belgeleyen görüntülerini içerdiğini belirterek, “Sergide yer alan Magnum üyeleri, fotoğraflama süreçlerini, filmlerin banyo edildikten sonra çok sayıda kontakt baskı içinden nasıl nihai ana ulaştıklarının öykülerini aktarıyor. İzleyiciler, bir anlamda fotoğrafçının ‘seyir defteri’ olan kontakt baskıları görerek, 80 yıllık bir dönemin görsel tarihinde unutulmaz fotoğrafların nasıl yaratıldığına tanık oluyor” dedi.

İstanbul Modern’in ikinci kez Magnum Photos’a ev sahipliği yaptığına değinen Oya Eczacıbaşı, 17 Şubat - 20 Mayıs 2007 tarihleri arasında gerçekleştirilen “Magnum Fotoğrafları ile Türkiye” sergisiyle, Magnum Photos’un Türkiye ile ilgili fotoğraflarını ilk kez bir araya getirilerek kapsamlı biçimde sergilendiğini, müzenin alt katının tamamını kapsayan sergide, 16 usta fotoğrafçının ülkemize çeşitli açılardan bakan çalışmalarının yanı sıra 60. yılını kutlayan Magnum Photos’un koleksiyonundan geniş bir seçki ve yayınların da yer aldığını anımsattı.

BASF Türkiye, Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesi Başkanı ve BASF Türk CEO’su Volker Hammes, BASF’nin 150. yılı dolayısıyla bu yıl pek çok kültür ve sanat etkinliklerine katılacaklarını belirterek, “ Bu bağlamda, Türkiye’nin ilk modern ve çağdaş sanat müzesi olan ve uzun bir süredir iş ortaklığında bulunduğumuz İstanbul Modern’de gerçekleştirilecek ‘Magnum – Kontakt Baskılar’ sergisinin ana sponsoru olmaktan gurur duyuyoruz. Magnum fotoğrafçılarının ikonik fotoğraflarından oluşacak bu sergiden tüm ziyaretçilerin keyif alacağından eminim” dedi.

İkonik fotoğrafların ardındaki hikayeler

Magnum Photos Danışmanı Lorenza Bravetta, uluslararası sosyal ve politik 80 yıllık bir dönemi kapsayan serginin, fotoğrafçıları ünlü nihai kareleri seçmeye götüren süreçleri görmek bakımından benzersiz bir olanak sunduğunu vurguladı: “Magnum – Kontakt Baskılar’ sergisinde yer alan unutulmaz fotoğraflar, varlığını yapıt sahiplerinin özenli seçim süreçlerine borçlu. Magnum’un temel çalışma unsurlarından birini keşfe çıkan, özel bir yolculuk bu: 1930’lardan itibaren tüm fotoğraf çalışmalarının ayrışmaz bir unsuru olan kontakt baskı ve denemeler, seçme ve negatif arşivleme süreçlerinin temel araçları arasında sayılmanın yanı sıra esin kaynağı olarak da görüldüler. 2000’lerle, dijital görüntülemenin doğuşuyla birlikte kontakt baskı, fotoğraf süreçlerinin dışında kalarak tarihi belge rolü oynamaya başladı. Serginin son bölümünde yer alan yakın tarihli çalışmalarda da ifade edildiği üzere, bu geçiş, yeni kuşak foto muhabirlerin düşünme, fotoğraf çekme ve nihai kareleri (hızla ayırabilme adına yeniden keşif fırsatlarını çoğunlukla feda ederek) seçme tarzlarını radikal biçimde değiştirdi.”

Lorenza Bravetta, Magnum olarak, iki yıl süren başarılı bir Avrupa turunun ardından sergiyi İstanbul Modern’de takdim etmekten ve 2007 tarihli “Magnum Fotoğrafları ile Türkiye” projesiyle başlayan Magnum ile İstanbul Modern arasındaki verimli ilişkinin bu şekilde devam etmesinden mutluluk duyduklarını söyledi.

İstanbul Modern Fotoğraf Galerisi Yöneticisi Sena Çakırkaya, sergideki çalışmaların tarihsel doküman niteliğinde olduğunu belirterek, “Sergideki kontakt baskılar ve fotoğrafçıların anlatımlarıyla, sanatçıların kişisel arşivlerinde adım atıyor, tarihteki önemli olaylara onların gözünden bakma şansı elde ediyoruz. Kontakt baskılar bize, o karenin ötesinde neler yaşandığına, seçilen fotoğrafın gerçeği ne kadar yansıttığına ve fotoğrafçının çalışma şekline dair ipuçları veriyor. Bazı fotoğrafçılar karar anını yakalayabilmek için tüm ruloyu kullanırken, bazıları bir sahneyi tek karede bitirebiliyor. Kontakt baskılar fotoğrafların ham halini göstererek, hataları, kaçırılan anları, rastlantısallığı ve fotoğrafçının baskı sürecindeki müdahalelerini açıklıkla ortaya koyuyor. Bu nedenle Magnum fotoğrafçılarının bu ikonik fotoğrafların arkasındaki hikayeleri paylaşmaları hem fotoğraf tarihi hem de sosyal ve politik tarihimiz için birer belge niteliği taşıyor” dedi.

Sergiye paralel eğitim programı

BASF’nin çocuklara kimyayı ve bilimi daha yakından tanıtmak amacıyla düzenlediği etkinlikler kapsamında İstanbul Modern Eğitim ve Sosyal Projeler Bölümü, Magnum - Kontakt Baskılar sergisine paralel “Kimyanın Mikro Dünyası” adlı eğitim programını hazırladı. Sergi süresince gerçekleştirilecek 6 atölyeden oluşan, 8-12 yaş grubu çocuklara yönelik program, kimyayı fotoğraf sanatıyla buluşturuyor. Program, çocukları fotoğraflardaki görsel öğeleri keşfetmeye dayalı eğlenceli bir sergi gezisine, ardından düzenlenen atölyede ise görüntünün mikro evreninde gizemli bir yolculuğa davet ediyor.